Gidip hap verdim ve daha iyi olacak, ama ne olduğunu görmelisin. Sanki doktora gitti ve ne değişti? İki yıl boyunca aynı, tüm yeni evliler saatlerce yataktan kalkmadıklarını söylüyorlar, kocaları hafta sonu yazlık eve geldikten sonra bacaklarının arasındaki ağrının iki gün boyunca geçmediğine gülüyorlar. Yanlarında pasaklı oturuyorum. Bende yanlış bir şey olmadığını söyledi, doktor bunun senin yüzünden olabileceğini tahmin etti ve tekrar attı. Kadınlığınız uygun olmayabilir, yeniden başladı. Ben miyim, değil miyim diye düşünmeden edemiyorum. Bir yıldır aynı şeyi söylüyor. Sanki çok iş yapmış gibi uyumak için kıçını çevirdi. Uykusuz gecemi bunun benim sorunum olup olmadığını merak ederek geçirdim çünkü yarım kalan zevkime hamile kalamadım ve sevişmekten zevk alamadım. Sabah kaldırdığı aletle beni tekrar okşamaya başladı, gece uyuyamadığım için yataktan kalktım.
Öğlen evin bahçesindeki süs havuzundan yapılmış küçük havuza girdim, dışarı çıktım, terlemem geçti, en azından üzerime ve havuz kenarındaki kanepeye yayıldım. Bahçede olduğu için bikini giyebileceğim tek yer orası. On dakika sonra gözlerimi kafamda beliren gölgeye açtım. Kemal Amca, babamın arkadaşlarından biri. Seninkinin nerede olduğunu sordu, uyuduğunu söyledim. Beni uyandırmaya geldi. Bir araya geldim ve bir sürü penye pamuk giydim. Benden elli, yirmi beş yaş büyük ama yine de her yerime yemek gibi bakan bir adam. Yaşından ve kel kafasından utanmadan ben fark edene kadar izlemiş olmalı. Kocamla biraz konuştuktan ve beni aradıktan sonra gitti. Kocama ne demiştim. Hiçbir şey, basit bir ilaç falan istedim, bir arkadaşına vermeye geldiğini söyledi. Öğleden sonra kocam arabaya atladı ve şehre döndü.
Akşam yemeğinden sonra kızlar sahile çağırdı. Hayır dedim, şimdi kocalarını övecekler, birbirlerine nasıl terlediklerini anlatacaklar, biri hamilelik sırasında şişmiş karnını gösterecek, diğeri ağzımdan çıkacak. Kitabımı alıp tekrar havuzun kenarına yaydım. Bahçedeki ayak seslerine ve çantadaki şişenin çınlamasına döndüğümde yarım saat geçmişti. Yine Kemal Amca. Kocanızın yukarıda olup olmadığını sordu, ben hayır dedim, öylece gitti. Hadi, bir bira aldım, evde taş kafalı bir baban yok, kimse görmeden içeriz dedim. Babam oldukça muhafazakar ve hayatına girmesine izin vermiyor ve hayatımda bir veya iki kereden fazla denemedim.
Çantasından çıkardı, en azından sana bir şişe bırakayım, hanım şimdi beni de evde bırakmıyor, gel Kemal Amca otur dedim, ben de sıkıldım. Bu sefer bikinimin üzerine pamuk taradım, önünde daha rahatım. Kemal Amca komiktir, iyi bir doktordur ve aynı zamanda kelime konuşur. Her biri birer şişe içtik. Benimkine hangi ilacı istediği sorulduğunda, ona hasta gizliliği diyerek cevap vermedi. Bak, sen yabancı değilsin, biraya biraz votka eklesem, hanımımıza söylemezsin, değil mi? Hayır dedim, çıkardığı küçük şişeden birasına ekledi. Ben de uzatmadım. Sohbet derinleştiğinde, kendisi için yaptığı votka takviyesini gelişigüzel bana ekledi. Biranın tadı daha acı, birkaç yudumdan sonra daha huzurlu görünüyorum. Biraz rahatladığımda kocamın bana söylemediğini söylediğini tekrar söyledim.
Sorununa bir çözüm arıyoruz, biliyorsun kızım. Bir güçlendirici yazdım ve ona ihtiyacım olmadığını söyledi. Hayır dedim, şaşkınlıkla dedim, sonra pişman oldum ve sessiz kaldım. Önemli olan nasıl söyleyeceğimiz, kısa sürmesi için bir çözüm bulamadık. Sorunlarımızı nasıl anlattığını. Aslında sabah ona verdiğim ilacı nasıl kullanacağını söylemek için sabah geldim ama başka sorunlardan bahsetti. Üzülme, sorununa bir çözüm bulacağız. Nedense votkalı biranın etkisinden utanmak yerine kahkahalara boğuldum dedim, gelip size bunları anlattı mı? Kızımın doktora doktordan kime bahsetmesi gerektiğini söyledim. Sabah aradı, sanırım sorun hanımımızla ilgili, nasıl diyebilirim, kızım bir şey söyledi. Ne dedi, “Kemal Amca,” diye ısrar ettim, kızım daha az olduğunu söyledi.
Bu yüzden sana vermen için bir damla getirdim. Ne kadar boş bir boğaz bu adam. Çantayı karıştıran küçük siyah bir şişe. Denemek istiyorsanız bir bardak suya atın, doğurganlığı artıran bir zararı olmaz. Ben kalkmayınca o kalktı ve her sabah bir bardak su getirdi. Her sabah üç damla dedi. Alkol aldığımı söyledim. Önemli değil dedim.
Yarım saat bedavaya konuştuk, sonra çocuk için ne kadar uğraştığımızı sordu. Dört ay dedim. Bir süre sessizlik, fazla değil ama her şey olabilir. “Söylediği kadar kötü mü?” diye sordu. “Ne kadar kötü?” Aptalca cevap verdim. Seninki hiç yetenekli değil mi? Bu şeyler hakkında konuşmak benim için zor ve aynı zamanda kıkırdarım. Hayır, sorununuzu çözeceğiz, güven bana, ben bir doktorum, neler olduğunu bir bilseniz. Gözlerimi çevirdiğimde daha da kötüleşti, aylarca daha iyi olmadı, bence doktorunu değiştirmeli ve tekrar güldük. Biraları çırptı ve bir yudum daha alıp şişeleri bitirdik. Kocan sorunun sende olduğu konusunda ısrar ediyor. Cinsel konular hakkında kimseyle konuşmayan ben konunun kapanmasını istemiyorum. Hayır dedim, benim için sorun yok. Belli olmayacağını söyledi, doktora gittin mi, emin misin, adama boşuna ilaç sürmeyelim.
Evet, dedim, tekrar kıkırdayarak, ne olacak, biraz ilaç deneyelim. Yine gereksiz yere güldüm. Beş dakikadır bacaklarımda karıncalanma var. Bacaklarımı kapatırsam baskıdan inlerim, açarsam su akar. Her ikisini de koltuğumda sürekli değişen yerlere uzatmaya devam ediyorum. Biraz kızardın, bu iyiye işaret, şimdi iyi bir kız olarak utanmadan seninle doktorculuk oynayalım dedi. İğnelerden korktuğum için tekrar güldüm. Bu neden oldu, gülmeye ve kadınlığımdaki ateşe gereksiz bir ihtiyacım var. Korkmaman için ellerini dizlerimin üstüne koyarak bacaklarımı iki yana açtı, böyle uzan. Dizlerimin üzerine dostça bir dokunuş bile kaslarımı gerdi. Zaten bir süreliğine büyük koltuk minderinin üzerinde yarı yatardım. Kocanızın sorunlarının kaynağı siz olabilirsiniz, Kemal Amca yabancı değil. Gözlerini kapat, bir bakayım, bu senin sorunun mu? Bir sorunun varsa, kelimenin yayılmasına izin verme, burası küçük bir yer. Gençsin, bana yıllarca teşekkür edebilirsin. Ben de dedim ki Kemal Amca, ne yapmalıyım? Hayır, inan bana, çözeceğiz, rahatla.
Gözlerimi kapatmadan mayomun içine batan meme uçlarıma baktım, penye pamuktan bile nasıl şiştikleri belliydi. Dedi ki: “Hiç jinekoloğa gittin mi?” Evlenmeden önce evet dedim. Tamam, gözlerini kapat ve jinekoloğa gittiğini hayal et. Senden utanacağımı söyledim. Doktor, ben de itiraz istemiyorum. Bacaklarımı elleriyle ayırdı. Birkaç kuruş almanı söyledi. Kıkırdadım ve tarağı belimden yukarı çektim. Nasıl utanmıyorum, sıkılmıyorum. Gittiğim jinekolog bir kadındı ama onun önünde bile bacaklarımı açarken yere düştüm. Şimdi bacaklarımı aile dostumuzun önüne sermek beni rahatlattı. Sakin ol kızım, derin bir nefes al. Eli birden kadınlığımı bikinimin üzerine bastırdı. Kemal Amca dedim, ne yapıyorsun? Tepki vermeden acı olmadığını söyleyerek avucunu sıkıca bastırdı.
Hmm, hayır. “Peki, şimdi söyle bana,” elini iyice ovalayarak daha da sert bastırdı. Parmakları arka deliğimin her tarafına dolaştı. Ateş dayanılmazdı, bacaklarım istemeden kapandı. Elini yukarı ve aşağı bastırırken zevk yoğunlaştı. Acı mı zevk mi dedi? Bilmiyordum, sıkıldım dedim. Elini tutmadan önce emin değilim, ama bence sorun sensin, kızım baskısına fısıldayarak devam etti. Avuçlarım kadınlığımı yoğururken içimdeki alev yükselmeye başladı, balayımdaki kadar ıslandım, aşağıda bir ateş var, sadece meme uçlarım gerilmekten ağrıyor. Dudaklarınızı ısırın, kendinizi sıkmayın, rahat bırakın ve tereddüt etmeden ne hissettiğinizi söyleyin diye uyardı. Kendisine söyleneni yaptığı gibi istemsiz bir inilti dudaklarımdan kaçtı ve dudaklarımı ısırmayı bıraktı. Sana bir şey soracağım, elini tutmadan penyeyi indir, kalçalarını kapat ve bikininin altını çıkar dedi.
Temporada de verano, de la universidad a la ciudad natal no quería ir. De todos…
dünyanın en zengin adamı I ozlem darling murat(baris)was married,I really liked having sex with him,…
προμηθευτής twink Έχω μια φίλη που ήταν στη ζωή μου για ένα χρόνο, αγαπάμε ο…
Historien jeg skal skrive til deg nå er en Av Mine Dekadente historier som fant…
бруднае клуб КАК ИЗЛЕКУВАХ СНАХА СИ?Виждате ли, всичко започна, когато леля ми се разболя.Повярвайте ми,…